BASINA VE KAMUOYUNA

     Bismillahirrahmanirrahim...

     Basına ve Kamuoyuna

     Kürdistan ve Türkiye coğrafyası tarihin her kesitinde farklı dil, din, mezhep, etnisite ve farklı görüşe ev sahipliği yapmıştır. Şehirlerimiz düne ve bugüne ait, bunun sayısız işaretleri ile doludur. Ve yine tarihimiz “kendimiz” olarak, kendimiz dışındakilerle birlikte yaşamanın imkanını gösteren, adalet, insan hak ve onuruna yakışır komşuluklarımız birçok tarihi vesika ile vakidir. Dünyayı salt kendimiz için değil, kendimiz dışındakilerle birlikte yaşanabilir kılma gayret ve çabası, başta Peygamber Efendimizden (s.a.v.) olmak üzere bize bırakılan önemli bir mirastır.

     Din olgusunun kendisi, bir ilahın/rabbin etrafında şekillenen anlayıştır. Bir dine mensup olmak, ona inanmak, kişiye belli sıfatlar ve sorumluluklar yükler. “Kişi” vasfı da ancak yüklendiği bu vasıflarla oluşabilir. Kişi kendini bir anlayışa veya dine ait/mensup hissediyorsa bu kendine dair söyleyecek sözü olmasındandır. Hz. Muhammed’in davetinin ilk zamanlarında etrafında köle ve kadınların toplanması bu gerçeği ortaya koyar. Kölenin efendi ile eşit olduğu kadının bir “mal” olamayacağı, tüm insanların bir tarağın dişleri gibi eşit olduğu gibi ifadeler de aynı zaman diliminde peygamber tarafından dile getirilmiştir. 
Günümüzde gelişen kadın hakları savunuculuğu kadının salt kadınlığı üzerinden değerlendirdiği için, herhangi bir din ve anlayışın ona yükledikleri belli sıfatları görmezden gelebiliyor. Ancak din içinde kişi vasfı salt cinsiyet üzerinden değerlendirilmez. Bu yüzden ortaya konacak herhangi bir söylem ve eylemin, kadını ya da başka herhangi bir konuda ideolojik bakış açısının darlığından azade serdedilmesi gerekmektedir. 

     Toplum ve beraber yaşanılan her yerde insanlar aynı şeyleri düşünmek zorunda değildir ancak; toplumun tüm kesimlerine aynı mesafede olması gereken kurum ve örgütler, özellikle bir hizmet mekanizması olarak beledieye/ler mensup olduğu görüşün de ötesinde farklı mensubiyetleri de temsil ederler. Şehirde yaşayan herkesin olan belediye, bir grubun ideolojik söylemlerinin temsiliyetine soyunursa birlikte yaşam zedelenir, din ve inanç hürriyeti ihlal edilmiş olur.

     Bu minvalde, Van İpekyolu belediyesi tarafından şehir merkezindeki Sanat Parkına, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) ‘in “ kadınlar size Allah’ın emanetidir” hadisi şeriflerine karşılık, “biz emanet değil, kadınız” pankartının asılmış olması şehirde yaşamakta olan herkesi üzmüş ve tepkilere neden olmuştur. Belediyenin bu konuda tahkir eden, ayrıştıran, ötekileştiren söylemini kabul edilemez bulduğumuzu belirtir, tüm toplumsal kesimlere karşı gerekli hassasiyetin gösterilmesini zaruri buluyoruz.