21 Kasım 2024
  • İstanbul19°C
  • Ankara15°C
  • Van9°C

''DEVLET İLİŞKİLERİ YENİDEN DÜZENLENMELİDİR''

Öze Dönüş Platformu Başkanı M. Zahir Karataş Gezi parkı oylarıyla ilgili basın açıklaması yaptı.

''Devlet İlişkileri Yeniden Düzenlenmelidir''

12 Haziran 2013 Çarşamba 01:02


Gezi Parkı’nda yapılmak istenen değişikliklere itiraz şeklinde başlayıp ülkenin önemli illerine sirayet eden olayların gerçek nedeninin çevre duyarlılığı olmadığı inancındayız.

Gerçek neden, iktidarın içki satış ve kullanımına getirdiği kısıtlamalar, Taksim’e cami yapma ihtimali, bir mayısta Taksim’de gösterilere izin konusunda yaşanan gerginlikler, iktidar tarafından topluma ahlaki ilkelerin dayatıldığı izlenimi, Gezi Parkına ilişkin projenin sorumluluğunu İstanbul Belediyesini atlayarak doğrudan Başbakanın üstlenmesi ve Başbakanın kişisel üslubu olayların patlamasında esas amillerdir.

Olaylar başladıktan sonra ise, iktidar ile hesabı olan tüm iç ve dış çevreler doğan fırsattan yararlanmaya, kaostan istifade etmeye, siyasi amaçları için oluşan ortamdan yararlanmaya çalıştıkları için olaylar genişledi. Polisin ilk günkü tavrı da bu genişlemede etkili oldu.

Sivil gösterilerin toplumun malına zarar verecek niteliğe taşınmasını da gösterilere orantısız güç kullanımını da doğru bulmuyor ve kınıyoruz.

İktidara bir çağrımız ve uyarımız vardır:

Devlet ve iktidarların görevi, vatandaşlarının tümüne özgürlük alanı açmak ve onların güvenliğini sağlamaktır. Din, ideoloji ve ahlaki öğretilerin korunması ve yaygınlaştırılması devlet ve iktidarların görevi olmamalıdır. Devletler yasalarla toplumda ahlaki öğretileri yaygınlaştıramaz.

AK Parti’nin geldiği sosyolojik taban ve geçmişte yaşadıkları horlanma ve dışlanmalar dikkate alındığında bu iktidarın yapması gereken şey, doksan yıldır bu ülkede istedikleri gibi yaşayan azınlık zümrenin özgürlük alanlarını kısıtlamak değil, doksan yıl boyunca ezilen kesimlerin özgürlük alanlarını açmaktır. Ne var ki, AK Parti iktidarı ilk iki dönemde yeterince güçlü olmadığı için gerekli adımları atamadığı varsayımına mukabil üçüncü dönemde de ezilen kahir ekseriyet için özgürlük alanlarını açmada etkili adımlar atmamıştır. Hizmet alanında cumhuriyet tarihi boyunca görülmemiş başarılara imza atan Ak Parti, aynı başarıları özgürlükler alanında göstermemiştir.

İçki satışı ve kullanımını düzenlemek yerine milyonlarca Müslüman bayanın tesettür özgürlüğünü sağlayacak anayasal adımları atmalıydı. Bu ülkede 13 milyon imza tesettür için toplanmasına rağmen iktidar harekete geçmedi. Milyonlarca Müslüman bayanın özel yaşamına, inancına doksan yıldır müdahale ediliyor ve bu konuda örneği görülmemiş oranda kampanyalar ve on milyonları aşan imzalar toplanıyor ama iktidar bu toplumsal talebin gereğini yerine getirmek yerine doksan yıldır diledikleri gibi yaşayanların özel hayatlarına kısıtlama getirmeye çalışıyor.

İktidarın yapması gereken şey,

Din-devlet ilişkilerini yeniden düzenlemektir.

Tevhid-i Tedrisat yasasını kaldırmaktır.

Tekke ve Zaviyeler yasasını kaldırmaktır

Orta öğretimden üniversiteye ve tüm kamu kurumlarında tesettürü serbest kılacak anayasal değişimi sağlamaktır.

Kürd meselesini çözmektir.

İktidar toplumda ahlaki değerlerin yaygınlaşmasını, gençlerin muhafazasını istiyorsa bunun yolu, devletin yasa çıkararak kısıtlama getirmesi değil, İslam Dinine inanan, onu yaşayan ve onu korumak isteyen kahir ekseriyetin tartışmasız olan gasp edilmiş haklarının iadesini sağlamalıdır ki, özgürlük alanlarında eşitlik sağlansın. Ezilen Müslümanlar da diledikleri gibi yaşayan elitler kadar özgür olsun.

Bu özgürlük ortamı sağlanırsa, insanlar baskı yapmadan, yasa ve anayasaya ihtiyaç duymadan inançlarını ve ahlaki değerlerini bire bir insanlarla paylaşıma açar, onların yürekten kabulünü sağlayarak ahlaki değerlere sahiplenmesine vesile olur, gençliği muhafaza eder.

Bu olaylardan iktidarın ders çıkarmasını, belli kesimlere ahlaki dayatmalarda bulunmak yerine halkın ekseriyetini oluşturan on milyonların dini özgürlüklerini anayasal garanti altına alma yönünde bir an önce harekete geçmesini bekliyoruz. Bu yönde adım atarsanız güçlenirsiniz; aksi yönde ısrar ederseniz hem siz zarar görürsünüz hem de toplum zarar görür.

Herkesin ötekileştirilmeden kendisini özgürce ifade edebileceği bir ortamı sağlamazsanız ne bu toplumun bireylerini memnun edebilirsiniz ne de toplumla hesabı olanların kaos yaratmasına engel olabilirsiniz. Özgürlük, herkes için aynı derecede bir öneme haizdir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.