- Öze Dönüş Hareketi
- Röportaj
- Öze Dönüş Dergisi
- Duyurular
- Öze Dönüş Kitaplığı
- Basın Açıklamaları
- Adıyaman Öze Dönüş
- Diyarbakır Öze Dönüş
- Bitlis Öze Dönüş
- Erciş Öze Dönüş
- Hakkari Öze Dönüş
- İzmir Öze Dönüş
- Makaleler
- Kahta Öze Dönüş
- Mardin Özedönüş
- Diğer Etkinlikler
- Mina Öze Dönüş Der
- Muş Öze Dönüş
- Öze Dönüş Mamoste Der
- Öze Dönüş
- Nurşin Öze Dönüş
- Tatvan Öze Dönüş
- Şırnak Öze Dönüş
- Van Öze Dönüş
- Yüksekova Öze Dönüş
- Tercüme / Analiz
- Haberler
ÖZE DÖNÜŞ KATLİAMIN YIL DÖNÜMÜNDE ROBOSKÎ’Yİ ZİYARET ETTİ
28.12.2012 tarihinde üzerinden tam bir yıl geçen ve daha hiçbir sorumlusu yargılanmayan Roboskî katliamı için bir çok parti ve sivil toplum örgütü Roboskî’ye aktı.
26 Aralık 2012 Çarşamba 17:33
Katliamın yıl dönümünde orda olan Öze Dönüş Hareketi de çeşitli temaslarda bulunarak bir basın açıklaması yaptı. Heyete Mehmet Kamaç başkanlık ederken Hareket adına basın açıklamasını Özgür Yaşam Der başkanı Şansel Kutluk okudu.
Basın açıklamasının tam metni :
BASINA VE KAMUOYUNA
Gün ağlama günü değil, hesap sorma günüdür…
Gün vurulduğumuz yerden ayağa kalkma günüdür…
Gün her türlü dalkavukluğa, çıkarcılığa, ikiyüzlülüğe, zulme, adaletsizliğe, zorbalığa ve insan onuruyla bağdaşmayan muamelelere karşı kenetlenerek destan yazma günüdür.
28.12.2011 tarihinde Türk savaş uçakları tarafından 34 masum sivil evladımızın Roboskî’de katledilişinin birinci seneyi devriyesidir bugün.
Bugünden geriye baktığımızda, geçen bir yıllık süreyle çok daha iyi anlaşıldı ki katledilen sadece o mazlum insanlar değilmiş; onlarla beraber adalet, insanlık, dürüstlük ve erdem de katledilmiştir. Acı olayın gerçekleştiği günden beri iktidarın olayın üzerine ciddi bir şekilde eğilmemesi bir yana katliamı savunur pozisyonunda durması, ulusal medyanın da iktidarın söylediklerinden öteye gitmemesi Kürt halkının acılarına acılar katmıştır. Kardeşlik söyleminin arka planında çıkarcılık ve sömürünün yattığı ispatlanmıştır.
28 Aralık artık sıradan bir gün değildir, tarihi bir dönüm noktasıdır. Roboskî katliamı, katledilen 34 aileyi değil, tıpkı Halepçe, Dersim, 33 Kurşun Ve Zilan katliamları gibi Kürt halkını hedef almıştır. ‘Katliama uğrayanlar Kürtler ise üstü örtülmelidir’ mantığı bir kez daha sahnelenmiştir. Başta Roboskî olmak üzere katliamların belli olan faillerinin ‘ortaya çıkarılmaması’, yargılanmaması, ceza almaması ve bunun tam tersi olarak katledilen insanların suçlanması, yüreği yaralı yakınlarının ceza alması gibi insanlık dışı bir muamele ile karşı karşıya kalması ‘‘Ölenler Kürtler ise üstü örtülmelidir’’ mantığının ispatı değil midir?
İnsanı yeryüzünün en değerli varlığı, insan hayatını ise mukaddes gören bir dinin mensupları tarafından bu katliamların işlenmesi bir faciadır. Bundan daha facia olanı ise katliamları işleyenlerin; Allah’ı ve İslam’ı alet ederek katliamlarını meşrulaştırmaya ve gelecekte bunlara yenilerini ekleme zeminini hazırlamaya çalışmalarıdır. Unutulmamalıdır ki bu katliamlar, yüzlerce ortak paydaya rağmen birlikte yaşamanın köküne kibrit suyu dökmektir. Ve yine unutulmamalıdır ki bu katliamlar; Kürd halkını daha bir kenetleyecek ve zalimlere karşı yekvücut haline getirecektir.
Buradan yani Roboskî’den sesleniyoruz:
Ey İktidar Sahipleri!
Uçaklarınızı uçuran pilotları, o pilotlara enir veren komutanları, o komutanların bağlı bulunduğu karargahı ve o karargahtaki karar sahiplerini ve dahası o karar sahiplerine istihbarat sağlayan mercileri bilmekten ve gereğini yapmaktan acizsiniz…
Evet, sayın iktidar sahipleri!
Size aynen katılıyoruz; “Kendi halkını katleden yönetimler meşru değildir. Bir de önerimiz var size; Roboskî ismi size çok ağır geliyor, en iyisi siz bu köye 34 insanı katleden pilotların isimlerini verin. Zira gösterdikleri başarının (!) Sabiha Gökçen’den geri kalır tarafı yok.
Ey Roboskî!
Kürt’lerin maruz kaldığı katliamlar zincirinin ilk halkası sen değilsin ama dileriz ki son halkası sen olursun.
Ey Kürd Milleti!
İçi boş kardeşlik söylemleriyle seni sömürenlere, arkadan dolananlara, sana ölümleri reva görenlere, seni yok etmek isteyenlere karşı insanlık dersi verme vakti gelmiştir… Her türlü oyun ve manipülasyonları yere çalacak çelikten bir irade gösterme vakti gelmiştir.
Ey Rabbimiz!
Kürd halkının yaşamış olduğu acılara karşı sana inananların suskunluğunu, sağırlığını ve vurdumduymazlığını sana şikâyet ediyoruz! Bize zulmedenler, varlığımızı inkâr edenler, kendilerine tanıdıkları hakları bize tanımayanlar, haklarımızı istediğimizde bize ölümleri reva görenleri sana şikâyet ediyoruz! Halkımızın zaaflarından istifade edenleri sana şikâyet ediyoruz! Bizi; kanlarımızı akıtanlara, ırzlarımıza dokunanlara, çocuklarımızı yetim bırakanlara, evlerimizi ve ekinlerimizi ifsad edenlere ve sefil bir hayatı bize reva görenlere bırakma!
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Öze Dönüş
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.