21 Kasım 2024
  • İstanbul9°C
  • Ankara14°C
  • Van7°C

ÖZEDÖNÜŞ PLATFORMU SURİYE'DEKİ VAHŞETİ KINADI

Öze Dönüş Platformu yayımlamış olduğu basın açıklaması metninde, Suriyedeki kimyasal katliamını kınadı.

Özedönüş Platformu Suriye'deki Vahşeti Kınadı

23 Ağustos 2013 Cuma 12:05

     Bismillahirrahmanirrahim

     Lanetli Baas rejimi ve başındaki Beşar Esad diktatörü Şam’ın Doğu Ğuta, Cobar, Ain Tarma, Zamalka Batı Ğuta’da ve Mudamya bölgelerinde çoğunluğunun  çocuklardan oluştuğu kadın, erkek, yaşlı ve çocuk ayırımı yapmaksızın 1300 den fazla kişinin şehit 3500 kişiden fazlasının da yaralandığı  bir kimyasal silah saldırısı gerçekleştirmiştir.

     Bu katliam Baas partisinin ne ilk nede son günahı olacaktır. Baas Partisi tarih sahnesine çıktığı ilk günden beri batılı efendilerini memnun etmek için Müslümanlara ve İslami olan her şeye karşı saldırganca davranmış, bütün İslami kurumları ve kuruluşları ortadan kaldırmayı kendisine biricik hedef haline getirmiştir.  Bu nedenle hakim oldukları yerlerde bugüne kadar yüz binlerce Müslümanı şehit etmiş, milyonlarca kişiyi Nazi vahşetini aratmayacak işkencelere tabi tutmuştur.

     Cemal Abdulnasır’ın Baas rejimi  Mısır’da askeri darbe ile yönetime el koyduğu günden beri Müslümanlara karşı girişilen katliam ve sindirme politikalarının haddi hesabı yoktur. İslam aleminin en seçkin alimleri, aydınları,  onun zindanlarında can vermiştir.  Onun yolunda yürüyen Enver Sedat ve Mübarek rejimleri döneminde de Baas diktatörlüğü Müslümanlara karşı tarihin gördüğü en büyük vahşetlere imza atmışlardır. Bugün onun izinde aynı zihniyetin temsilcisi General  Sisi efendileri ABD ve Siyonist rejimi memnun etmek adına binlerce Müslümanı sokak ortasında infaz ederek tarihi görevini sadık bir köpek gibi layıkıyla yerine getirmektedir.

     Baas Partisinin Irak’ta İktidar olduktan sonra hem kendi halkına hem de komşularına karşı giriştiği katliam ve soykırım hafızalardan silinmiş değildir. Saddam Hüseyin canisinin batılı efendilerinin desteği ile kendi halkına karşı uyguladığı vahşet Hitler, Stalin ve Pool Pod rejimini aratmayacak düzeye ulaşmıştı.  Sekiz yıllık İran –Irak savaşında milyonlarca kişi ölmüş,  Birinci ve ikinci körfez savaşlarında ölen insan sayısı belli değildir. Sadece etnik kimliğinden dolayı Kürt halkı soykırıma tabi tutularak enfal kapsamında 182 000 kişi katledilmiştir. Kimyasal silah kullanmak Baas için nerdeyse bir gelenek haline gelmiştir. Saddam Hüseyin zalimi Mart 1988 de Halepçe de 6000 kişiden fazla kişinin şehid olduğu bir kimyasal silah saldırısı gerçekleştirerek Baas’ın  lanetli geçmişine karanlık bir halka daha eklemiştir.   

     Suriye’de de durum Irak ve Mısır’ınkinden aşağı kalır değildir.  Hafız Esad Döneminde neredeyse Müslüman olmak bile idam edilmek için geçerli bir sebep olabilmekteydi. Hama ve Humus’ta  kırk binden fazla kişi katledilerek ne kadar cani olduğunu ispatlamıştı. Oğul Beşşar Esad babasının kendisine bıraktığı  mirası devr alarak cinayet ve katliam geleneğinde babasından ve efendilerinden geri kalmayacağını göstermiştir. Son üç yıldır Suriye genelinde İnsanlar sadece hak ve özgürlük talebinde bulundukları için hunharca katledilmektedir.  Kadın, çocuk, yaşlı, sivil ayırımı yapılmaksızın hergün şehirler bombalanmakta onlarca günahsız insan atılan bombalar altında can vermektedir. Anlaşılan odur ki bu gözü dönmüş caniler iktidarlarını korumak için gerekirse bütün Suriye’yi harıtadan silmeyi göze almışlardır. Şam’da kimyasal silahla gerçekleştirilen saldırı bunun en açık misalidir.

     Dünya Mısır’daki katliama sessiz kaldığı gibi Şam'da ki kimyasal silahlarla yapılan katliama da gözlerini ve kulaklarını kapamıştır.   Kimyasal silahların kullanılması kırmızı çizgilerimizdir diyen batı dünyası, BM, İslam Konferansı Teşkilatı ; Mısır’daki katliama sessiz kalarak adeta Şam’daki katliama davetiye çıkarmıştır. Şam’da ki katliam dünyanın içine düştüğü zilletten alınan cesaretle gerçekleşmiştir.

     Deniz kaplumbağalarının yaşamı, sokak köpeklerin yaşam hakları için gürültü koparan dünya önce Mısır daha sonra da Suriye'de meydana gelen kitlesel katliamlara karşı kör, sağır ve dilsiz kalarak üç maymunları oynamıştır. Sözkonusu Müslüman kanı olunca bir kaplumbağa kadar bile değeri yoktur. Yuh olsun size ve savunduğunuz değerlerin tümüne.

     İslam âlemin de insanlar sadece “Rabbim Allah’tır” dediği için katlediliyor. Bundan dolayı dünyaya nizam veren körleşmiş insanlık vicdanı buna seyirci kalsa da, üç maymunları oynayıp katliamları el altında desteklese de insanlık vicdanı asla onları affetmeyecektir.  İnsanlık onları affetse de Adil-i Mutlak olan Allah Qahar sıfatı ile canileri ve bu cinayetlere sessiz kalanlar kahredecektir.  

      İsmi ve sıfatı ne olursa olsun Müslümanlık ve İslamilik iddiasında olan ülkelerin ve hareketlerin bu katil ve zalim rejimi sahiplenmesi, cinayetlerini örtbas etmesi onların safında savaşması kesinlikle kabul edilebilir bir durum değildir. Onlara maddi ve manevi yardımda bulunmak, cinayetlerine ortaklıktan başka bir şey değildir.

     Bütün dünyanın hür insanlarını bu insanlık dışı katliamlara karşı sessiz kalmamaya, İnsani değerleri koruma adına mazlumlarla dayanışma içinde olmaya çağırıyoruz.

     Biz Öze Dönüş Platformu olarak bu katliamlara karşı sessiz kalmayacağız ve mazlum kardeşlerimizin yanında zalime karşı durmaya, katilleri ve canileri kınamaya devam edeceğiz.  

     Öze Dönüş Platformu olarak zalim ve katil Baas rejimini, İşbirlikçilerini, bu katliamlara sessiz kalan BM’i lanetliyoruz, onların er geç insanlığın vijdanında mahkum edileceğini umuyoruz. Rabbimizden dileğimiz bu zalim kafir gruhu helak etmesini, kan ve gözyaşı ile yoğrulmuş zalim düzenlerini başlarına geçirmesini diliyoruz. Bu vesile ile Şam’da ve Suriye’nin dört bir tarafında şehid olan kardeşlerimize Allah’tan rahmet yaralılara acil şifalar diliyoruz.

                                        ÖZE DÖNÜŞ PLATFORMU

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.