21 Kasım 2024
  • İstanbul9°C
  • Ankara14°C
  • Van7°C

ÖZE DÖNÜŞ DERGİSİNİN 8. SAYISI ÇIKTI

Rablerine icabet edenler, namazı dosdoğru kılanlar, işleri kendi aralarında şura ile olanlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak edenler,(Şura 38)

Öze Dönüş Dergisinin 8. Sayısı Çıktı

16 Aralık 2016 Cuma 15:34

Üç aylık Düşünce, Siyaset, Kültür ve Edebiyat dergisi "Şura ve meşvere" konusu ile okurlarının karşısına çıktı.

Editörden

Bismillahilalim

Hamd, alemlerin Rabbine mahsustur.

Düşünce dünyamıza katkı sunmayı amaçlayan Öze Dönüş dergisi, elinizdeki sekizinci sayıyla birlikte  aynı zamanda ikinci yılını da doldurmuş oluyor.

Dergimizin 8.sayısının kapak konusu, şura va meşverete tahsis edilmiştir.

 Yönetme yöntemiyle ilgili olan şura ve müşavere, nazil olan ayetlerde ve varid olan hadislerde akli bir emir olarak ümmete iblağ edilmiştir. Bireysel yaşamdan toplumun idaresine kadar ümmetin işlerinin idaresinde ortak aklın işlevsel hale getirilmesini öngören ilgili hükümler muvacehesinde konuya yaklaşılmış, mevzu, farklı zaviyelerden ele alınarak analiz edilmiştir. 

Binbeşyüz yıl önce yönetim bilimine dair katılımcılığı, çoğulculuğu, ortak aklı ve akil adamları emreden, öneren ve öne çıkaran şer'i deliller ve beyanlar olmasına rağmen siyaset fıkhında yönetim bilimi hakkettiği ilgi ve yeri bulamamış, fıkhın diğer dallarında görülen içtihadi zenginlikler, bu alanda gödük kalmıştır.

Yönetim bilimine dair İslam tarihi boyunca otuz yıl kadar uygulanma imkanı bulan hilafet ve uygulanma imkanı bulamayan imamet gibi iki tezle yetinilmesi, bu alanda yeterince düşünce üretilememesi, yeni tezlerin geliştirelmemesi üzücüdür. İslam tarihine damgasını vuran saltanat sistemenine yönelik teorik eleştirilerin yetersizliği ve nass temelinde alternatif modellerin üretilememesi de ayrı bir düşündürücü konudur.

Saltanat sistemine dönük alternatif arayışlarının ancak 19 yüzyılda Batının etkisiyle meşrutiyet tartışmaları şeklinde gündeme gelmiş olması, katılımcılığı ve ortak aklı öneren hükümler ışığında yönetim modellerine ilişkin teorik çalışmaların yapılmadığını/yapılamadığını göstermektedir.

Kelam, fıkıh, hadis, tefsir ve bunların metodolojisine dair muazzam eserler ortaya koyan ulemanın şura ve istişare temelinde yönetim bilimine, bir diğer tabirle siyaset fıkhına ilişkin aynı münbitliği ve verimliliği gösterememiş olmalarının nedenleri ayrı bir bahis olsa da sonuç, yönetim bilimine binbeşyüzyıl önce projeksiyon tutan şer'i hükümlerin ışığında düşünce üretilmediği gerçeğiyle ve bu gerçekliğin getirdiği fakirliği gidermek için başkalarından/Batıdan veresiye alarak yaşamaya henüz de devam ediyoruz oluşumuzdur.

Siyaset fıkhımızda şura ve istişare hükümlerinden yola çıkarak yönetim ilmine dair zengin bir birikime ulaşma imkanı yaratılmadığından siyaset fıkhımız bu alanda çorak kaldığı gibi, modern bilimlerimiz de bütün referanslarırnı Batı medeniyetinden ödünç alarak yönetim bilimi üzerinde söz söylemekte, ait olduğu kültür ve medeniyet havzasından bir şey alamamanın fakirliğini tekrar etmektedir.

Bir asra yakındır Batı medeniyetinin çekim alanına girmiş olan ülkemizde bile yönetime ilişkin konuların 'değiştirilemez ve değiştirilmesi dahi teklif edilemez' gibi doğmatik zırhlara büründürülmesi, yönetim modellerinin tartışılmasının iç savaş nedeni olarak gösterilmesi,  galiba kültürümüze yerleştirilen yönetim tarzına ilişkin konuşmanın, altertarif öretmenin çok tehlikeli alanlar olduğu şeklindeki kodları tarihten tevarüs ettiğimize işaret ediyor. Batıda yönetim bilimi sürekli yenilenirken, ona yakın duran İslam ülkelerinde mazideki ataletin, donukluğun ve statikliğin devam ediyor oluşu, yönetim bilimine dair kapılarımızı kapalı tutarak Batıya açılımak istediğimizi gösteriyor.

   Bu önemli olan konuya ilgimizden ve konunun öneminden dolayı yönetimle alakalı olan şura ve meşvereti kapak konusu yaptık. Zeki Savaş, M. Zahir Karataş, Yavuz Yılmaz, Nazif Uğurlu, M Taş, Ömer Faruk Demir ve Zekeriya Barış'ın yazıları, bu mühim meselenin en azından kendi ölçeğimizde yeniden ele alınmasına kapı aralayabilir, konunun gündemleşmesine katkı sunacak içerikli bir başlangıç sayılabilir.

Kapak konusundan ayrı olarak Erdal Açıkyol'un gençlikle ilgili önemli analizler içeren yazısı, Selim Kaval'ın uydurma hadis ile ile ilgili tahkike dayalı çalışması, İsmail Aydoğdu'nun Ahmei Xani ile ilgili akademik makalesi, Nesip Hiçyılmaz'ın  özgürlük, irade ve ahlakla ilgili özgün yazısı, Betül Göngör Aydoğdu'nun modernizm ile ilgili değerli araştırması, Turan Demiradam'ın eğitimle ilgili çok güzel nakiller içeren yazısı okuyucuların istifadesine sunulmuştur.

Ayrıca Nihat Gür ile Alaattin Bilmez'in  algı konusuna, Mustafa Kızılkaya'nın 15  Temmuz'a, Yasin Haskanlı'nın emperyalizm'e, Necmi Kaya' nn alim ve entel’e ilişkin yazıları ile Mihemed Feraşini'nin Kürdçe hikayesiyle Necmettin Karasu'nun denemesi ve M. Taş'ın şiiri de okuyucularla buluşmaktadır.

İçeriğinin her geçen sayıda  daha da derinleşmesini ve zenginleşmesini umduğumuz Özedönüş dergimizin dokuzuncu sayısında okuyucularla buluşmak umuduyla.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.