21 Kasım 2024
  • İstanbul9°C
  • Ankara14°C
  • Van7°C

ANDIMIZ VE DİĞER FAŞİZAN METİNLER KALDIRILMALIDIR

Yaptığı basın açıklamasında "Andımız"ın, "Irkçı ve tektipçi bir uygulama" olduğunu dile getiren DİYARBAKIR UFUK-DER, farklı etnik kimlikleri yok sayan bu faşizan metnin kaldırılmasını istedi.

Andımız ve Diğer Faşizan Metinler Kaldırılmalıdır

11 Kasım 2014 Salı 13:30

Yeni eğitim ve öğretim yılı birçok sorunla yeniden başlayacak. Bu hükümet döneminde eğitim ve öğretim alanında köklü bazı reformlar yapılmasına rağmen sistemin kendisinden kaynaklanan devasa birçok sorun hala devam etmektedir. Kemalist faşist zihniyetten kaynaklanan ideolojik devlet yapısı var olan sorunları çözmediği gibi yeni sorunlar üretmeye müsait bir yapı arz etmektedir.

Bugün yine, tam olarak ne üzerine neden ant içtiğini bile bilemeyecek yaştaki çocuklara devlet eliyle ve zorla yalan attırılacak, Türk olmadıkları halde Türk olduklarını ve varlıklarını Türklerin varlığına armağan edecekleri yalanı söylettirilecektir.

Türkiye’de devlet yapılanması tek tipçilik üzerine kurulmuştur. Tek tipçilik sadece eğitim kurumları ile sınırlı değildir, tüm alanlarda hakimiyetini ve varlığını devam ettirmektedir.  “Türkiye’de halkları inkar eden ve bir ırkı, ırkçılık temelinde öne çıkaran bir yapı vardır. Bir ülkenin şekillenmesinde eğitim büyük rol ve öneme sahiptir. “ Eğitimdeki sorunlar ırkçı bir kafa ile yürütülen politikalar, verilen eğitimler nedeniyle daha ileri boyutlara taşınmaktadır.” Eğitimde kullanılan materyal ve programlar tek tipçilik üzerine kurulmuş ve hazırlanmıştır. Yürütülen politikalar nedeniyle farklı etnisitedeki çocukların kendilerine yabancılaşmalarını beraberinde getirmektedir. Kürt çocuklarının kendi köken, kültür ve varlıklarını inkara zorlanması çocuklarda kendine yabancılaşmayı hedeflediğini ve bununla beraber çocukların psikolojik olarak başarısız duruma düşmelerine sebep olmaktadır.

Kürd çocukları Türk olmadığı halde her sabah Türk olduklarını söylemeye zorlanmaktadır. Dolayısıyla, “ben Kürdüm” diyenlerin çocuklarını her sabah toplayıp “Türküm” diye bağırtmak İslami, insani ve uluslararası hiçbir hukuka uymamaktadır. Ben Türküm” diyen Bulgaristan vatandaşlarına “ben Bulgar’ım” dedirtmek nasıl yanlış bir uygulama ise Kürd olduğu halde her sabah Kürd çocuklarına Türk olduklarını söylettirmek de yanlıştır ve faşizanca bir uygulumadır.  Kürd çocuklarının kendi varlıklarını Türk’ün varlığına armağan etmesi de inkarcı faşist zihniyettin insana ve kendi vatandaşlarına bakış açısının ve vatandaşı kul ve köle gören totaliter devlet zihniyetinin bir ürünüdür.

 

Andımızdaki tek problem, “Türküm” dayatması değildir. Bir de Kemalizm dayatması vardır. Kürd çocukları her sabah “Ey Büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim” diye bağırtılmaktadır. Oysa hiçbir Kürdün  “Atatürk’ün açtığı yolda, gösterdiği hedefte yürümek” gibi bir mecburiyeti de isteği de yoktur.  Bazı Türkler bunu seve seve yapıyor, bu yüzden de kendilerini “Kemalist” yahut “Atatürkçü” diye tanımlıyor olabilirler. Bunu kendi arzuları ile yapanlara bir diyeceğimiz yok bu onların doğal haklarıdır. Ama Kürd halkının  “Atatürk’ün yolunda yürümek, onun ilke ve inkılaplarıyla yaşamak gibi bir niyetleri de zorunlulukları da yoktur. Atatürk’ün ilke ve inkılaplarını kabullenmek demek Kürd halkının doksan yıllık asimilasyon, red ve inkarı kabullenmesi Şeyh Sait’ten itibaren yapılan katliam, işkence göç ettirme ve her türlü zulmü kabullenmesi anlamına gelir ki ben Kürdüm diyen hiç kimsenin bunu kabullenmesi mümkün değildir. Laiklik ve batıcılık adına İslam’a ve Müslümanlara karşı doksan yıllık zulüm ve baskı da İslami kimliğimiz gereğince ret edilmeyi gerektirmektedir

 

Tek Parti ideologlarından Reşit Galip tarafından 1933 yılında kaleme alınan “Andımız”, o dönemin faşizm rüzgarlarından etkilenerek yazılmış bir metindir. Bireylerin hak ve özgürlüklerini umursamayan, bunun yerine tüm bireyleri devlete ideolojisine göre kurgulayan otoriter, hatta totaliter bir zihniyetin ürünüdür. Dünyada da, Kuzey Kore gibi ucube diktatörlüklerden başka, hemen hiç bir ülkede böyle tuhaf yeminler kalmamıştır.

Bu bağlamda, ilkokullardaki çocuklarımıza, her sabah asker komutlarıyla esas duruşta, 'and' içirmekten ve 'varlıklarını Türk varlığına armağan etmelerini' istemekten vazgeçilmelidir. Kaldı ki 1930'ların yükselen değeri ırkçı ideolojiler çağında yazılmış bu yemin metni 'BM'in başta “Her Türlü Irkçılık Ayrımcılıkla Mücadele Sözleşmesi' olmak üzere evrensel insan haklarına, insani ve ahlaki değerlere de terstir. Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye eğitim sisteminden 'andımız' başta olmak üzere tüm militarist uygulamaları acilen yürürlükten kaldırarak. çocuklarımıza Türkçülüğü dayatan bu ırkçı yemin kaldırmalı, anayasa ve yasalarda Kürt dilinin ve Kürt sorununun çözümünün önündeki engeller kaldırmalıdır.                                                                             

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.