• BIST 9031.82
  • Altın 2940.718
  • Dolar 34.4659
  • Euro 36.3751
  • İstanbul 17 °C
  • Ankara 7 °C
  • Van 6 °C

Tasavvur ve Tasdik;ya da Düşünme Üzerine Düşünme Olarak Mantık*

Gökhan Orhan

 

İbn Sina da bu ayrımı kullanarak, insanların bazen bu bilgileri doğru bazen de yanlış edindiklerini söyleyerek bu noktada mantığın, zihni yanlışlardan koruyan bir alet ilmi olduğunu dile getirir

 

İlimler tasnif edilirken amacı, davranış değil de bilgi olan ve irademizden bağımsız varlıklar alanını inceleyen nazari/teorik ilimler (fizik, matematik ve metafizik) ve amacı davranış olup varlığı irademize bağlı varlıklar alanını inceleyen ameli/pratik ilimler(etik, politika, ekonomi) olmak üzere ikiye ayrılır. Bu tasnif ilk olarak Aristoteles tarafından yapılmış ve kendisinden sonra İslam dünyası da dâhil olmak üzere kabul görmüştür. Yine Aristoteles tarafından hem nazari hem de ameli ilimlerin yöntemi, bilgiye ulaşma yolu olarak ihdas edilen başka bir disiplin daha söz konusu edilmiştir. Mezkûr disiplin Aristoteles tarafından Organon, yani alet ilmi olarak isimlendirilen ve bugün mantık dediğimiz disiplindir. Mantık nazari ve ameli ilimlerin bilgisi üzerine bir inceleme olduğundan Aristoteles tarafından “düşünmek üzerine düşünmek” olarak tarif edilmiştir.

Aristoteles sonrasında mantığın sadece alet ilmi mi yoksa müstakil bir disiplin mi olduğu tartışılagelmiştir. Ama biz burada bu tartışmanın dışında yer alıyoruz ve mantığı; konusu, ilkeleri, meseleleri ve gayesi olan bir alet ilmi olarak ele alıyoruz. Mantık her ne kadar Aristoteles tarafından inşa edilmiş olsa da, Aristoteles sonrasında Yunan şarihlerin mantık külliyatına kitaplar eklemesi ve İslam filozofları tarafından mantığın muhtevasına yapılan eklemeler veya çıkarmalar gibi tarih içerisinde bir hayli değişikliğe uğramıştır. Dolayısıyla mantık, modern mantığa kadar –haklı olarak- klasik mantık/Aristoteles mantığı şeklinde anılsa da söz konusu mantığın Aristoteles’te olduğu gibi kalmadığı kesin.

Peki, mantık nedir ve neyi konu edinir? Mantık tarihinde mantığa dair yapılan gayî ve mevzû tanımları birleştirip şöyle bir tanım yaparak bu soruya cevap verebiliriz: Bilinenlerden bilinmeyenlere doğru giderken zihni düşünce hatalarından koruyan ve konusu tasavvur ve tasdik olan bilim. Bu yazıda tasavvur ve tasdik; ayrıca tasavvur ve tasdikin konuları olması hasebiyle mantığın, felsefi bilgi için önemi konu edinilmiştir.

 Aristoteles kendinden önceki filozofların dil-düşünce-varlık yani lafız-mana arasındaki ayrımı göremediklerinden dolayı sıklıkla yanılgıya düştüklerini dile getirir ve bunun da bilimsel bilgiye[1] ulaşmada engel olduğunu söyleyerek bu yanılgıların belli ilkeler çerçevesinde ulaşılan apodeiktik/burhanî[2] bilgi sayesinde ortadan kalkacağını iddia eder.  Bu çerçevede Aristoteles metafiziğinde şöyle söyler: “Sofistlik ve diyalektik, felsefeyle birlikte, aynı cinsin etrafında döner ama felsefe diyalektikten sahip olduğu imkanın tarzı bakımından, sofistlikten ise yaşam tercihi bakımından ayrılır. Öte yandan felsefe bilmeye, diyalektik ise tartışma melekeleri kazanmaya dayalıdır. Sofistlik ise görünüşte felsefe olan ama aslında olmayan şeydir.”[3] Aristoteles bu pasajda aslında bir nevi Organon külliyatında gördüğümüz akıl yürütme tarzlarını ele almaktadır. Aristoteles söz konusu külliyatta sofistliğin amacının bilgi değil tamamen kişisel çıkar olduğunu, diyalektik -ki bu hocası olan Platon’un yöntemidir- ise felsefenin ulaştığı ve bildiği bilgi üzerinden sadece tartışma yapmakla yetinirken apodeiktik akıl yürütme filozofun amaçladığı kanıtlamaya dayanan bilginin ortaya çıkmasını sağlar. İslam dünyasının önde gelen filozofları Aristoteles’in bu iddiasını kabul edip bunu daha da ayrıntılandırmaya çalıştılar.

Mantığın konusu olan tasavvur ve tasdik esasında Farabi tarafından bilginin kısımları olarak zikredilmişti. İbn Sina da bu ayrımı kullanarak, insanların bazen bu bilgileri doğru bazen de yanlış edindiklerini söyleyerek bu noktada mantığın, zihni yanlışlardan koruyan bir alet ilmi olduğunu dile getirir. Burada tasavvurî bilgi, bir şeyin sadece mahiyetini açıklayan ve bu bakımdan olumlama veya olumsuzlama gibi herhangi bir hükümle nitelendirilemeyen bilgidir ki bu kavramsal bilginin eşdeğeridir. Tasdikî bilgi ise tasavvuri bilgi sayesinde elde ettiğimiz kavramlarla oluşturduğumuz ve olumlanıp olumsuzlanabilecek yargılara dair idraktir. Tasavvur ve tasdiğin kendileri içinde ilkeleri ve amaçları vardır. Tasavvurun ilkesi beş tümel olarak adlandırdığımız cins, tür, fasıl, hassa ve arazdır. Beş tümel kullanılarak tasavvurun amacı olan tarife ulaşılır. Tarifle bir şeyin hakikatte ne olduğunu belirtmeye yani onu tanımlamaya çalışırız ama tanım(örn. İnsan düşünebilen canlıdır) bir şey hakkında “-dır” ekiyle hüküm vermek değildir, sadece tanımlanan şeyin hakikatini ifade eder. Bundan ötürü tanımlarda kullanılan “-dır” eki dilsel bir zorunluluktan ibarettir. Tasdiğin ilkesi tasavvurda elde edilen tanımlardan sonra bu tanımlarla oluşturduğumuz önermeler iken amacı önermelerin birleştirilip sayesinde yeni bir bilgiye ulaştığımız kıyaslardır. Mantığın temel amacı en sondaki kıyasın bilgisine ulaşmaktır. Esasında kıyas bilgisi Aristoteles’teki apodeiktik bilgiye tekabül eder.

Tasavvur ve tasdik yukarıda sunduğumuz haliyle iki temel kategoriye işaret etmektedir. Bunlar tasavvur yoluyla ulaştığımız gerçeklik(hakikat) kategorisi ve tasdik yoluyla ulaştığımız doğruluk(yakin) kategorisidir. Gerçeklik, bir şeyin olduğu hal üzere, ne ise o olarak bilinmesi olduğundan tasavvurun tanım yoluyla ulaştığı hedefi belirtir. Doğruluk ise herhangi bir ameliye neticesinde elde edilen yeni durumun belirli ölçüler(özdeşlik ilkesi, üçüncü hali imkânsızlığı ilkesi, çelişmezlik ilkesi vbg.) göz önünde bulundurularak sıhhatinin belirlenmesidir ki tasavvurlar yoluyla ulaştığımız tasdiklerin nihai amacı kıyasî bilgilerle doğru bilgiye ulaşmaktır. Bu iki kategori felsefe dünyasında uzun süre hüküm süren hatta Ebu Ali el-Cübbaî(ö.303) gibi mütekellimler tarafından da benimsenen Platon’un meşhur bilgi tanımı ile beraber okumak mümkündür. Platon bilgiyi “gerekçelendirilmiş doğru inanç” olarak tarif eder.[4] Bu tanımda doğru inanç olarak belirtilen kısım, tasavvurata denk gelirken, gerekçelendirilme ise nihayetinde “doğru” veya “yanlış” yargılarında bulunacağımız tasdikata imkân tanır. Yani bir bakıma felsefenin bilgi edinme yöntemi olan mantık, felsefenin bilgi tanımının açıklanmış hali oluyor.

Sonuç olarak diyebiliriz ki; tasavvur ve tasdik yani mantık, varolanlar üzerine konuşma iddiasında olan felsefenin, var olanlara dair gerçeklikten(olanı olduğu haliyle) edindiği bilgilerden(kavram) hareketle yine varolanlara dair sıhhatli yargılara ulaşma isteğinin bir sonucu olarak neşvünema bulmuştur.

 

[1] Klasik dönemde bilimsel bilgi felsefi bilgi ile eşdeğerdir. Bugünkü felsefi olan ile bilimsel olanın ayrıklığı modern dönemin bir tavrıdır. Bunun için bkz. Gulbenkian Komisyonu(1996). Sosyal Bilimleri Açın-Sosyal Bilimlerin Yeniden Yapılanması Üzerine Rapor.(Ş. Tekeli, Çev.) Metis Yayınları. İstanbul.

[2] Aristoteles’te bir akıl yürütme türü. Aristoteles diğer akıl yürütme türleri olan diyalektik ve sofistik akıl yürütmelere karşın kesin bilginin apodeiktik/burhanî akıl yürütme ile elde edileceğini dile getirir.

[3] Aristoteles, Metafizik(Yunanca aslından çeviren: Y.Gurur Sev).İstanbul, Pinhan yay., s:83. Çeviriye İngilizcesi üzerinden bazı yerlerde müdahale edilmiştir. İng. için bkz. Aristotle, The Basic Works of Aristotle, (Ed. Richard Mckeon), II/735

[4] Platon söz konusu tanımını aslında bu kadar net olarak herhangi bir yerde yapmamaktadır. Ama gerek Theaitetos(201) gerekse de Menon(98) diyaloglarının bilgi ile ilgili kısımları takip edildiğinde bu tanıma ulaşılabilir. Söz konusu kitaplar için bkz. Platon, Theitatos(Yunanca’dan çeviren: F.Akderin) . İstanbul, Say yay., 2014. Platon, Menon(Yunanca’dan çeviren: F. Akderin). İstanbul, Say yay., 2013

ÖZE DÖNÜŞ DERGİSİ SAYI 8

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Öze Dönüş | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : Van Öze Dönüş Der Tlf: 432 212 10 18 | Haber Scripti: CM Bilişim