Danıştay'dan Tehlikeli Karar
Danıştay 8. Daire'nin 18 Ekim 2018'de andımız ile ilgili iki redde karşı üç oyla verdiği karar, tehlikeli bir karar mahiyetindedir. Zira geçmişteki yanlışlara dönmek irticai hareket, geçmişteki doğrulara dönmek ihya yönünde bir harekettir.
Ezanı Türkçeleştiren, insanları kafataslarına göre sınıflandıran Reşit Galip'in yazdığı andımız metnini yeniden her sabah minicik yavrulara okutma kararı, ırkçı ve ayrımcı politikaların tepeden dayatılarak uygulandığı despotik döneme dönme yönünde atılmış bir adımdır.
Çok etnik yapılı ve çok dinli toplumumuzda çocuklara her sabah 'Türküm' dedirtmek, toplumun muzaik yapısına aykırı olduğu gibi, etnik farklılıkları körükleyen, ırkçılığı tetikleyen bir yöne de sahiptir. Arap bir çocuğa, Süryani bir çocuğa, Kürt bir çocuğa, Çerkez bir çocuğa her sabah zorla 'Türküm' söyletilmesi, 'varlığım Türk varlığına armağan olsun' demeye zorlanması, onları sahip oldukları genetik veya kültürel kimliklerini bir ideoloji olarak öne çıkartmalarına ve sonra da bu ideoloji adına mücadele etmelerine neden olur. Devlet eliyle ayrımcılık körüklenmiş olur. Bunca etnik varlığın varlığı, hangi akli, nakli ve tecrübi delillere binaen bir etnik varlığa feda olsun?
Ortadoğu'da toplumların mozaik dokusuyla oynandığı, tahrip gücü yüksek ve uzun süren iç savaşların körüklendiği bir dönemde toplumun çoklu yapısını ayrıştıracak ve çatıştıracak böyle bir kararın alınmış olması manidardır.
FETÖ'nün kanlı darbe girirşiminden sonra bu örgütü devlet kademelerinden temizlerken milliyetçilerin, Kemalist ve solcu
milliyetçilerin önünün açılması, devlet kademelerinde etkin pozisyonlar edinmeleri böyle bir kararın alınmasında etkli olmuştur.
Bu karar iptal edilemez ise, arkasını başka tehlikeli adımlar izleyebilir. Başörtüsü de yasaklanabilir, TRT Kürdi de kapatılabilir.
Bu karara itiraz ediyor, bu karara itiraz eden tüm demokratik ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliğinin gereğine inanıyoruz.
Öze Dönüş Hareketi