Bugün, ramazan ayının son cuması ve dünya Kudüs günü…
1979 yılından bu yana, Ramazan ayının son cuması ‘dünya Kudüs günü’ olarak ilan edilmiş ve o tarihten bugüne devam edegelen bir eylemlilik halini almıştır.
1948 yılında Filistin topraklarının Siyonistlerce işgal edilmesiyle esir düşen İlk kıblemiz Mescidi Aksa’nın da içinde olduğu Kudüs şehri o tarihten beri esir ve mahzundur.
Yakın zamanda büyük şeytan ABD’nin Kudüsü Siyonist İsrail’in Başkenti olarak tanıması ve bazı ülkelerin buna eşlik etmesiyle yeni bir dönemece giren Filistin meselesi, maalesef son iki yılda bazı Arap devlet yöneticilerinin açık, aleni ve hayasız ihanetine uğramıştır. Arap halklarının, dünya Müslümanlarının ve Müslüman olmayan bazı onurlu devlet adamlarının tüm itirazlarına rağmen bir kısım Arap krallarının Siyonist İsraille açıktan görüşmesi ve ilişki kurması, Mescidi Aksa ve Filistin’i işgal eden çeteleri sevindirmiştir.
İslam milletlerinin kalbi sayılacak topraklarda Siyonist bir devletin varlığından, Müslüman ve Arap bir ülkenin Siyonistlerce işgalinden utanç duyması gereken Arap liderlerinden bazılarının Siyonist rejimle ilişki kurması hem dini hem de milli onurlarının tükendiği anlamına gelmektedir.
Öte yandan biz Müslüman halklar olarak Filistin meselesinde her yeni duruma hızla alışıyor ve tepkilerimiz de ezberlenmiş bazı tekrarlardan öteye geçmiyor. Türkiye Müslümanları açısından Mavi Marmara hadisesinden bu yana herşey bir ezbere binaen yapılıyor gibi. Filistin’de Kudüs’te cerayan eden olaylara anında ve hızlı tepki veridiğimiz gibi yine aynı hızla gündemimizden çıkabiliyor. Alanlara çıkıp öfkemizi, hissiyatımızı dile getirip evimize dönmemiz ve hayatımıza hiçbir şey olmamış gibi devam etmemiz bizim rutinimiz olmaya başlamıştır.
Şüphesiz her eylem hiçbir şey yapmamaktan evladır ve yine biliyoruz ki, gücümüz oranında mükellefiz fakat yakın geçmişte yapılan Mavi Marmara seferi, gücümüzün mevcut tavrımızın üstünde olduğunu göstermektedir.
Dünya siyasetine yön verenler, dünya genelinde herhangi bir konuda yapılan protesto, gösteri veya kitlesel basın açıklamalarını dikkate alıyorken söz konusu İsrail ve Filistin olunca kör sağır ve dilsiz kesiliyorlar ve belki de bizim Filistin konusunda bu kadarlık bir tepkiyle yetinmemizi istiyorlar. Yani biz alanlara çıkıp slogan ataçağız, bazı devletlerin yöneticileri cılız kınamalar yayınlayacak ama İsrail zulmüne devam edecek ve çok democrat(!) Batı, Siyonist hamiliğini sürdürecek. Bu tekrara son vermez ve Siyonist çeteleri caydırıcı ve durdurucu tedbirler almazsak, Allah korusun yakın zamanda Mescidi Aksayı fiziki olarak da kaybedebiliriz.
Bu yıl Ramazan ayı boyunca Kudüs özelinde Filistinliler ile Yahudiler arasında düşük yoğunluklu çatışmalar oldu ve bu çatışmalar halen devam etmektedir. Bu gerginliklerin sebebi, Siyonist inanışına göre 10 Mayısın Kudüs günü olmasıdır ve bu yıl bu kutlamalara yoğun katılım için hazırlıklar yapıldığı gözlemlenmektedir. Filistinlilerin endişesi ve gözlemleri, bu tarihte Mescidi Aksanın fanatik Yahudilerce işgal edilip tahrip edilmesi yönündedir.
Müslüman kamu oyunu bu konuda şimdiden duyarlı olmaya davet ediyoruz.
Kudüste, Gazze’de ve Filstinin işgal altındaki tüm topraklarında şer cephesine karşı savaşan ve direnen Filistin halkını ve mücadelesini selamlıyoruz.
Özedönüş Hareketi
