Selim Hoca, Hicri yılbaşını birkaç gün önce geçirdiğimizi ve Muharrem ayında olduğumuzu söyledi. Muharrem ayının önemli bir ay olduğunu bu ayda aşure ve Hz. Hüseyin’in şehit edilmesi olayı vardır. Selim Hoca, hicretin terim anlamının Hz Muhammed (as) ‘ ın Mekke’den Medine’ye göç etmesidir.
Selim Hoca her göçün hicret olmadığını, bunların özel ve belirli sebeplerinin olduğunu dile getirdi.
Mekke’li müşrüklerin Hz. Peygamberin risaletini kabul etmeyip her türlü baskı ve zulümle peygamberi davasından vaz geçirmeye ve en son aşama olarak da onu hicrete zorlamışlardır. Geçmiş peygamberlerin beldelerini terk etmelerinden sonra, o beldedekiler ya helak olurlar ya da peygamberleri geri dönmüştür. Hz Peygamber Mekke den Medine’ye hicret ettikten sonra uzun yıllar sonra ancak Mekke’ye dönebilmiştir. Mekke halkı Müslüman olmuştur. Selim hoca Mekke den hicret eden muhacirlerin Allah yolunda hicret etmelerinden dolayı üstün olduklarını söyledi. “Amellere niyetlere göredir” hadisi de hicretin önemini vurgulayan bir hadistir. Mekke de sahabeden bir kimsenin bir bayanla evlenmek için Medine’ye gitmesi üzerine söylenmiştir.
Selim hoca; nisa süresinde küfür diyarında olup zulme uğradığı ve hicret edeceği bir belde imkanı olduğu halde hicret etmeyenlere tehdit mahiyetinde ayet indiğini dile getirdi.” Mümin kendisinden emin olunan kimsedir, Muhacir kötülüklerden uzaklaşan kimsedir” hadisi hicrete farklı bir boyut kazandırmaktadır. Yani Allah’ın emirlerine karşı gelinen bir yerden ayrılıp başka bir yere gitmeyi de hicret saymaktadır. Enfal suresinde, ensar ve muhacirler için hakiki müminler ifadesiyle Yüce Allah’ın onları övdüğü görülmektedir. Ensarı ensar yapan onların muhacir kardeşlerine duyduğu sevgidir. Ayeti kerime ensarı tarif ederken “kendisi ihtiyaç sahibi olduğu halde kardeşini (muhaciri) kendi nefsine tercih edenler” cümlesini kullanmaktadır.
Selim hoca Müslümanların dünya için selamet istemeli fakat savaş ve benzeri gibi bir durumla karşılaşıldığında en güzel bir şekilde sabır etmeleri gerektiğini söyledi. Son söz olarak” hicretin cimrilikten cömertliğe, dalaletten hidayete, zulümden adalete, kinden şefkate, kölelikten efendiliğe, taassuptan sağduyuya, zarardan kâra, şeytandan Allah’a göç etmesidir “dedi.