Sıddık hoca hidayet konusunda şunlara değindi: hidayet, amaca ulaştıracak yolu güzel ve yumuşak olarak göstermek anlamına gelmektedir.
Sıddık hoca; kur’an-ı kerim’de fatiha süuresindeki bizi doğru yola ilet ( hidayet et) niyazına binaen nazil olmuştur. Ayetlerde hidayet kelimesi Kur’an içinde kullanılmıştır dedi..
Hidayet olan kuran dalaletten uzaktır. O hamid olan Allah’tan indirilmiştir. Ve bu mesajlar tertemizdir. Hiçbir gücün onun bir benzerini getiremeyeceği ayetlerde belirtilmektedir.
Kur’anın hidayet olmasına delil olmak kaynağı ve onun indiriliş sürecindeki elçilerin de temiz olması delildir.
Mümkün varlık olan insanın bir hidayete ( yol göstericiye) ihtiyacı vardır. Ve vacibul vucud olan yaratıcı hidayetin kaynağıdır. Hidayetin etkin alanı mümkün olan yani Allah dışındaki her şeydir.
İnsanın dünyada hayatını sürdürebilmesi için tabii doğal olarak ihtiyaçlara karşılık verilen nimetlerde hidayet olarak nitelendirilmektedir. Örneğin bir ayette yeryüzünü ve ondaki yolları doğru yolda gitmek için bir hidayet olarak tanımlamaktadır.
İnsan ve insan dışı varlıklar için hidayette temel fark insan dışı varlıkların hidayetinin tabii hidayet olmasıdır. İnsan ise irade sahibi olmasıyla diğerlerinden ayrılmaktadır.
İnsan hidayete, hakka meyyaldir. Batını peşinden giderken batılı değil hakkı arama amaçlı gitmektedir.
Hidayetin mertebeleri vardır ve bu mertebelerin merhaleleri gerçek nihai hedefe ulaşabilir.
- Merhale: kişinin aklı ve yetenekleriyle zaruri bilgilere sahip olmasıdır. Bu bütün insanlarda vardır
- Merhale: peygamber, ilahi kitap gönderilmek suretiyle insanlara hidayet çağrısı yapılmaktadır.
- Merhale: hidayete erenlerin ulaştıkları başarıdır.
- Merhale: hidayete erenlerin ahirette cennet ile ödüllendirilmeleridir.
Bu merhaleler sırayla geçilmektedir. Birini geçemeyen diğerine geçme hakkı yoktur.
Sıddık hoca son olarak, Allah kişiye hidayeti anlama, kavrama yetisini vermiştir ve hidayeti dileyenlere hidayete giden yolu kolaylaştıracaktır dedi.
