BASINA VE KAMUOYUNA
Ramazan ayının son cuması; işgalci, gaspçı ve katil Siyonistlerin zulmü altındaki kutsal Kudüs’ün ve Filistin topraklarının özgürlüğü için 38 yıl önce İmam Humeyni tarafından Kudüs günü olarak ilan edilmişti. O günden bugüne değin İslam dünyasında ve hatta müslümanların azınlıkta olduğu birçok ülke ve beldede Kudus’ün özgürlüğü için toplantı ve gösteriler yapılmaktadır.
Kur’an ve sünnetten çıkarılan İslam fıkhının hükümleri gereğince Kudüs ve Filistin toprakları tamamen özgürlüğe kavuşuncaya kadar tüm dünya müslümanlarının bu mücadeleye destek vermesi, bu mücadeleye öncülük eden Hamas ve Cihad-ı İslami hareketlerine arka çıkması İslami ve fıkhi bir görevdir.
Bu mukaddes mücadelede şehit düşen Hamas ve İslam-i Cihad hareketlerinin şehitlerini de rahmetle anıyor, şehadetlerinin Filisitn topraklarının özgürlüğüyle taclanmasını Allah’tan niyaz ediyoruz.
Mukaddes Kudüs’ün ve İslam beldesi olan Filistin’in yönetimi tartışmasız olarak Filistinli Müslümanların İslami, insani ve hukuki hakkıdır. Bu hakkın tecelli etmesi için Filistin topraklarının işgalci Siyonist rejimden kurtarılması gerekiyor.
Bir diğer önemli konu; evinden, yerinden ve yurdundan sürülmüş tüm Filistinlilerin kendi ülkelerine dönmesinin sağlanmasıdır. Milyonlarca müslüman Filistinlinin kendi ülkelerinden sürülmesine, mallarına ve topraklarına el konulmasına dünya müslümanları olarak sessiz kalmamalıyız, bu hakkın tahakkuku için ümmetin meselesi olan Filistin davasına destek vermeliyiz.
Unutmamalıyız ki, Filistinin ve Kudüs’ün özgürlüğü dünya müslümanlarının vahdatiyle mümkün olur. Her ne kadar ülkesel ve bölgesel bir çok konuda vahdeti sağlayamıyorsak da en azından ümmetin ortak sorunu ve yarası olan Kudüs ve Filistin konusunda vahdet içinde hareket etmemiz şer’i bir görev ve sorumluluktur.
Katil ve işgalci Siyonistlerin her gün Mescid-i Aksa’nın kudsiyetini ve hürmetini ayaklar altına almasını, onu tahrip etmesini, İslami misyonuna, mimarisine zarar vermesini, müslüman Filistinlilere Mescid-i Aksa’yı yasaklamasını mahkum ediyor ve İslami değerlerimize karşı işlenen bu cinayetlere karşı dünya müslümanlarını hareket geçmeye davet ediyoruz.
Yetmiş yıldır adım adım tüm Filistin toprakları Siyonist çetelerce işgal edilip yerleşime açılıyor. Önce mazlum Filistinlilerin evleri yıkılıyor, malları gasp ediliyor, ekinleri ateşe veriliyor, toprakları işgal ediliyor ve arkasından oralarda işgalcilere yeni yerleşim yerleri açılıyor. Dinde kardeş olduğumuz bu mazlumların maruz kaldığı bu zulüm ne zamana kadar sürecek ve biz ne zamana kadar bu cinayetleri seyredeceğiz?
Arap ülkelerinin birçoğunun ve özellikle Mısır’ın kendi milliyetlerinden olan ve aynı zamanda dinde kardeşleri olan mazlum Filistinlilere yardım etmek yerine işgalci Siyonist rejimle işbirliği yapıp Hamas’ı, İhvan hareketini ve bu hareketlere destek veren devletleri cezalandırmaya yeltenmesini esefle karşılıyor, utanç verici bu politikalarını şiddetle kınıyoruz. Bu utanç verici politikaların en son örneği de Katar’a uyguladıkları ambargo idi. Siyonist rejim yerine mazlum Filistinlilere destek veren bir ülkeye ambargo uygulamaları İslam dünyası adına acı verici bir hadisedir.
Son olarak Mavi Marmara gemisi olayıyla ilgili Siyonist rejim ile yapılan görüşmeler sonucu bu davanın hukuki takibinin zorlaştırılmasını da doğru bulmuyor, yanlış görüyor ve teessüfle karşıladığımızı belirtmek istiyoruz.
Dünya müslümanlarının gayreti, bilinci ve mücadelesiyle inşallah Kudüs günlerinden birinde Mübarek Kudüs’ün ve Filistin topraklarının özgürlüğünü hep birlikte kutlayacağız.
VAN ÖZEDÖNÜŞ DER
Destek veren Kuruluşlar
Memur-sen Van İl başkanlığı
Gök Kuşağı Derneği
İnsan ve Medeniyeti Hareketi Van temsilciliği
Van Genç-DER
Mamoste-DER
Mina Kadın Derneği